Aydın Sezer: Devlet alternatifini bulsa Putin’i bugün değiştirir
İSTANBUL – Vladimir Putin’in 6 yıllık yeni dönemi kazanacağına kesin gözüyle bakıldığı Rusya’da, başkanlık seçimleri için sandıkların kapanmasına saatler kaldı. 112 milyonu aşkın kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede, anketler katılım oranının yüzde 70’i geçmeyeceğini gösteriyor.
Putin, 3 rakibine karşı yarışıyor: Liberal Demokratik Parti’nin adayı Leonid Slutsky, Komünist Parti’nin adayı Nikolai Kharitonov ve Yeni Halk Partisi’nin adayı Vladislav Davankov.
Dış politika analisti Aydın Sezer, 24 yıldır iktidarda olan Putin’in karşısına aday çıkarmanın ‘siyasi fanteziden başka bir şey olmadığını’ söylüyor. Batı ülkelerinin ‘anti-demokratik’ olmakla eleştirdiği Rusya’da, Putin’in zaferi Türkiye için ne ifade ediyor? Rusya’da neden 24 yıldır Putin’e rakip çıkmıyor?
‘RUSYA’YI BATI GÖZÜYLE ANLAMAYA ÇALIŞMAK BEYHUDE BİR ÇABA’
Karşısındaki 3 adayın kendisine rakip olmayacağını ve Putin’in muhtemelen yüzde 80’in üzerinde bir oy oranıyla seçimleri tamamlayacağını söyleyen Aydın Sezer, Rusya’nın Batı’nın gözüyle anlamaya çalışmanın ‘beyhude bir çaba’ olduğunu dile getirdi. İktidara geldiği 2000 yılından bu yana Putin’in ‘özünde milliyetçilik olan yeni bir Rus kimliğini de inşa ettiğini’ anlatan Sezer, şu ifadeleri kullandı:
“Rusya, 1990’da bir gecede sosyalist devlet yapısından, sosyalizm öğretisiyle yetiştirilen bir toplumdan kapitalist sisteme geçiş yapmış bir ülke. Bu, Rusya’yı anlayabilmek açısından çok önemli bir nokta. İlk 10 yıl boyunca, bir tarafta oligarkların devlet mallarına çökmesiyle ortaya çıkan ‘vahşi’ bir kapitalizm anlayışı hüküm sürüyor. Diğer tarafta da, ‘kupon özelleştirmesi’ denilen yöntemle işletmelerin devletin kontrolünden çıktığı bir yağma düzeni var. Bu sürecin sonunda ise Putin, iktidara geliyor.”
‘BATI NORMLARININ RUSYA’DA UYGULANMASI ÇOK ZOR’
Uluslararası kamuoyunun da Rusya’yı Batı’nın bakış açısıyla yargıladığını dile getiren Sezer, Batılı anlamda demokrasinin hiçbir zaman Rusya için bir gerçeklik olmayacağını belirtti. “Sovyet döneminde, yani bundan 34 yıl önce 20’li yaşlarında olanlar tarih sahnesinden çekilmediği sürece, Batı normlarındaki ‘demokrasi’ ve ‘kapitalizm’ tanımlarının Rusya’da uygulanması çok zor” diyen Sezer, Rusya’da halkın istediğinin de bu olmadığına dikkat çekti.
‘NAVALNİ, HİÇBİR ZAMAN PUTİN’E RAKİP OLMADI’
Sezer, geçtiğimiz haftalarda Rusya’da tutuklu bulunduğu cezaevinde hayatını kaybettiği açıklanan muhalif lider Aleksey Navalni de dahil olmaz üzere, Putin’e meydan okuyacak bir tabanın ortaya çıkmadığını belirtti. “Navalni, bir alternatif olarak görülen, Batı’nın tanım ve kavramlarıyla demokrasi mücadelesi veren bir figür olarak lanse edildi” ifadelerini kullanan Sezer, şöyle devam etti:
“Navalni, Batı’nın söylemleriyle gündeme gelen bir figür oldu. Batı’da parlatılan Navalni, hiçbir zaman Putin’e rakip olacak bir tabana sahip olmadı. Putin, Batı’da hasbelkader iktidarı ele geçirmiş, kendi otoritesini kurmuş, her seçimi kazanan, hiçbir şekilde kendisine rakip yaratılmasına müsaade etmeyen bir figür olarak anlaşıldığı için, Batı hiçbir zaman Rusya’daki iktidar yapısının özünü de anlayamadı. Putin, ‘Sloviki’ dediğimiz güvenlik bürokrasisinin ortak bir figürü, ekran yüzü. Bütün bunlar nedeniyle, Rusya’yı Batı’nın tanımlarıyla, Batı’nın kavramlarıyla, anlamaya çalışmak beyhude bir çabadır.”
‘ALTERNATİFİ ÇIKSA, PUTİN BUGÜN İKTİDARI BIRAKIR’
Sezer, “Rusya’da mevcut devlet aygıtı, Putin’in alternatifini bulsa bugün Putin’i değiştirir. Böyle bir figür ortaya çıksa, Putin de bugün iktidarı bırakır zaten” diyerek, Rusya’yı Sovyetler Birliği geçmişiyle bağlantı kurmadan yorumlamanın mümkün olmadığını belirtti.
‘RUSYA, BATI’NIN HİÇ UMMADIĞI KADAR GÜÇLÜ ÇIKTI’
Peki, Putin’in yeniden seçilmesi Ukrayna savaşı ve Batı ile ilişkilerde yeni bir sayfa açacak mı?
“Batı’nın Ukrayna savaşını kışkırtmasıyla bu, Rusya-Batı savaşı haline geldi. Batı, Ukrayna savaşını kendi içindeki krizi çözmenin aracı olarak kullanılmaya başladı” ifadelerini kullanan Sezer, “Batı’daki telaş giderek artmaya başladı çünkü Rusya ve Putin, Batı’nın hiç ummadığı kadar güçlü çıktı” dedi. Sezer, şöyle devam etti:
“Bu savaş, Batı’nın beklediğinin aksine Putin’in zayıflatacak, Putin’in imajını yerle bir edecek veya halkı Putin’e karşı harekete geçirecek sonuçlar vermedi. Ülke içerisinde, tam tersine Putin’i pasiflikle suçlayan bir başka güç odakları ortaya çıkmaya başladı. İçeride, Putin’in Ukrayna ve Batı ile ilişkilerinde daha da sertleşmesini isteyen bir yönetim kliği var.”
‘ERDOĞAN İLE PUTİN BİR AN ÖNCE NİYET TAZELEMELİ’
Putin’in yeniden seçilmesinin Moskova-Ankara hattında da bir değişiklik getirmeyeceğini söyleyen Sezer, “Rusya’nın dış politikası, devlet politikasıdır. Rusya’nın dış politikası, iktidarın ideolojisiyle şekillenmez. Kuralları ve yazılı metinleri vardır. Dolayısıyla, Türkiye-Rusya ilişkileri de bu devlet politikasının da bir parçasıdır. İktidara kim gelirse gelsin, kaldığı yerden devam eder” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin’in Türkiye’de ağırlama ihtimaline de değinen Sezer, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Olası bir ziyaret bekleniyor evet, ama Kremlin hiçbir zaman net bir tarih vermiyor. Ancak, Erdoğan ile Putin’in yakın zamanda bir araya gelmesi ve niyet tazelemesi şart. Putin mi Türkiye’ye gelir, yoksa yine Erdoğan mı Rusya’ya gider bu kısım belli değil.”